Ağustos 23, 2009

stoacı dinginlik
üzerimde ki uyku hali,sıkılganlık,sessizlik kesinlikle bu tarz bir dinginlikten kaynaklanmıyor.
saatler önce ki hafif çaplı patlamanın geçici şoku.
"söz ola kese savaşı
söz ola kesile başı"
sözünün ikinci kısmındaydım malessef. gerçekler acıtır insanı. ama onun da dediği gibi birinin bunları söylemesi gerek. kötü rol üstlenmiş gibi görünse de aslında onlar bizim iç seslerimizdir.
ve biz de hep onlara şöyle deriz " iç ses içerde kal. dışarı çıkınca bir çığırtkana dönüyorsun." tabi bu iç ses de dışarıya şöyle yansır "lanet olsun kapa çeneni. sen ak kaşıksın sanki blablabla." işin bu kısmında karşılıklı suçlamalar başlar. bunları duymaması gereken insanlar varsa yanınızda bu büyük bir tehdite dönüşür. ve hemen mekandan,tartışmadan uzaklaşıverirsiniz. içinizde büyük bir öfke vardır ilk anlar sonrasında yerini pişmanlığa bırakan. işte böyle sessizleşiverirsiniz sonra üzerinizede ifade edilemez bir dinginlik çöküverir. that's enough.


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ağustos 22, 2009

günaydın blog.

çok uykum var. kendiliğinden uyanmayı seviyorum. fakat fütursuzca çalan bir telefon sesiyle uyanmak kadar utanç verici bir şey yoktur. utanç verici diyorum ki neden diye bir sor. çünkü sabaha karşı en bol rüyalı zamanlarımdır benim. sizin hiç, sizi ziyarete gelen insanları evde bırakıp ortadan kayboldugunuz oldu mu ? en nihayetinde rüya evreninde de gördüklerimiz ziyaretçilerimizdir. ben saygı duyarım. en iyi şekilde de ağırlarım. ha bazen garip şeyler olmuyor değil. yanlış zamanda gelen ziyaretçiler de oluyor. mesela tam bir sience fiction'nın içinde bulanlar oluyor kendilerini. hatta bir savaş içine denk gelipte karşı tarafı savunanlar bile oluyor.onlara da ayrıca teessüf ediyorum. çok yakından gelen ziyaretçilerde oluyor ;işte onların ziyaretle bi alakaları olduğunu sanmıyorum. maceracı ruhlar diyorum onlara. mesela yan odada yatan annemin rüyama gelip uzay kraliçesi olması ve benim de onun emrinde çalışan bi şovalye (jedi demek isterdim daha havalı ama o sıralar star wars izlememiştim :( ) olmam pek de ziyaretçi adabına uymuyor tabi. birde daimi ziyaretçilerim havhavlar. öyle "lesi olum augugcugucumucuk" tarzında sanmayın. bildiğin sivas kangalı maskeli peşimden koşturup beni yemeye ant içmiş yaratıklar bunlar. saygılarımı sunuyorum.
neyse işte sabah saatlerinde beklenmedik bir an da uyanıp tüm ziyaretcilerimi yüzüstü bırakmak yakışık almaz.uyanmak değil yani tek derdim buydu.
bugun bizi sabahın köründe uyandırıp, ziyarete gelen ve hadi kahve falı bakmaya gidelim diyerek iyice sıvazlayan arkadaşa bu yazıyı yazmamda ki katkılarından dolayı sonsuz teşekkür ve sevgilerimi sunarım.


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ağustos 18, 2009


kinizm.


ne kadar uğraşırsam uğraşayım bir adım dahi yaklaşamayacağım felsefe.
sinir bozukluğu hormonlardan kaynaklanmıyor arkadaş.
insanlardan sadece insanlardan.


----------------------------------------------------------------------------------------------------

Ağustos 17, 2009


UYARI !

ben artık çok sinirli bir insan olabilirim.*

huzursuzum.
uykusuzum.
agrasifim (sinirliyim.)
heycanlıyım.

son durum raporlarına göre tiroid hormonum atağa kalkmış. ve normal değerlerin üzerinde seyrediyormuş. guatr olabilir dedi Doktor Hanım Blabla. ve acilen dahiliye bıtbıt bölümüne gitmelisin bıtbıt tahlili yapılmalı dedi. bunları bir kağıda yazdı tabi. ama ben yazamıyorum adlarını.fakat sağlık sistemimizin azizliğine uğruyorum. bi süre ertelemek zorunda kalıyorum. burdannnn (nerde kamera,ne tarafa bakayım) yükselen tiroid bezlerime sesleniyorum.aşırı yüklenmeyin kardeşim. bi sakin olun. herkese yetecek kadar var. kapitalist misiniz nesiniz , ihtiyacınız kadar alın lan !!! bakın işte. sinirlendim. vay benim halime.

* ben artık çok sinirli bir insan olabilirim. bu yüzden üzerime gelmeyin,beni deli etmeyin.ve de mazur görün. elimde değil. troidlerim :(

( bu yazıyı sevgilerimle sana ithaf ediyorum. :)


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ağustos 04, 2009

dıt dıt dıtttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttttt
beni bekleyen bir dört tekerlekli
ve beni bekleyen bir dört ayaklı olduğunu zannediyorum.
yanılıyorsam eğer butona basın.
yanılıyorsam eğer butonu kırarım.


----------------------------------------------------------------------------------------------------
bilinç-siz değilim !!!
oturduğum sandalye benim değil.
bu önemli midir, değerli midir.
bunun bir soru olması söz konusu bile değildir.
çerçevesi fil dişi rengi bir aynaya ihtiyacım var.


----------------------------------------------------------------------------------------------------